10 Şubat 2017 Cuma

Gazeteler afyondur.


Hangi görüşten olursa olsun; öğrenmek, okumak, düşünmek gibi birçok nedenlerle okuduğumuz gazeteler afyondur.  Paranın yönlendirdiği ve diğer değerlerin gerektiğinde hiç sayıldığı kâğıttan uyuşturuculardır. Manşetinden tutunda köşe yazısına, reklamına, resimlerine, ekonomi haberlerine kadar baştan sona uyutma, uyuşturma, yatıştırma, bastırılma gibi kalıcı yan etkileri vardır.  İnternetten parasız ulaştığımızı sandığımız; bakkalda ekmeği arasına sardığımız ve ücretini verirken bağımlılığın zevkini yüzümüzdeki vakuriyetle yaşadığımız ve içimizdeki ‘iyi bir şey yapıyoruz’ kandırmacısıyla bağımlılığın seviyesine göre her gün, her hafta sonu veya 2 saatte bir kokladığımız ve doğrudan beynimize çektiğimiz tatlandırılmış suni-sentetik maddelerdir. İnsanı kitap, dergi ve ansiklopediden sinsice koparan; düşüncesiz, idraksiz, duygusuz bırakan muzır neşriyatlardır. Hangi gazete vardır ki patronuna hizmet etmesin? Arkasına dünya ölçeğinde büyük baronları, trolleri, simsarları almasın.  Matbaaların kullandığı tiner, gazyağı, benzin gibi maddelerinin aynı zamanda dünyanın savaş nedenleri olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Yaydığı pis kokular ile öncelikle çalışanlarını zehirleyen bu maddeler iyiyi kötü, kötüyü çelişkili, güzeli kusurlu, en önemliyi gereksiz göstermekte mahirdirler. Ustalaştırılmış kalemlerden ve mizanpajlardan çıkan bu boyalı şekerler öncelikle insanı büyük resimleriyle kendisine çeker. Ardından manşetler insanı enfuslamaya başlar, tahrikler cezb eder ve hasta yavaş yavaş günlük dozajını içine çekmeye başlar. Zihnindeki tortulaşmış hece ve kelime kalıplarının üstüne aynı ama farklılaştırılmışlarından ilave eder.  Konu aslında hep aynıdır ama sunum her gün değiştiriliyordur. Böylece bağımlılıkta devam sağlanır. Yoksa insanlar tek bir gazeteyle yetinirlerdi. İlginçtir ki, gazetenin neredeyse ulaşamayacağı insan tipi yoktur. Çünkü hazırlanırken adeta kişiye özel hazırlanır ve bu özelliği ile tüm diğer bağımlılık veren maddelerden ayrılırlar.  Ailede başlayan bağımlılık çok büyük bir değişme olmazsa aynı gazete ismiyle devam eder ve eğer kişinin o gün bakkalda sürekli aldığı gazete yoksa yerine muadili nadiren alınır.  Bağımlılıklarını abonelikler ile garanti altına alanlar bile olmuştur. Bu bağımlı abonelerin durumu da an itibariyle malumdur.

Gazete bağımlıları diğer gazetelerin bağımlılarını yanlış madde kullanmakla suçlarlar, kınarlar ve onlardan uzaklaşırlar.  Onları aptal, enayi ve geri zekâlı gibi yapıştırmalarla o günkü krizin şiddetine göre sıfatlandırırlar. Ayda 60-70 bin TL maaş alan yazarların sosyal adalet, duyarlılık, vatan sevgisi, gündem gibi birçok konulardaki ‘yazmalarını’ o günün dozajı olarak alırlar. Ki! Bu yazarlar ne hikmetse her konuya hâkim, her konudan haberdar, her konunun bilirkişisi edalarıyla müptelalarını ellerinde tutmayı becerirler. 10 senenin, 20 senenin ve hatta 30-40 senenin bu bağımlılıkta önemi yoktur.


Gazete bağımlılığının aynı zamanda kimlik özelliği vardır. Otobüste, metroda, durakta, apatmanın giriş katında o kimlik itina ile etrafa hissettirilir. Komşu komşusunu ilk olarak gazete kimliğinden tanır. Ve o kimliğe göre pozisyon alır. Karşı tarafın dürüstlüğü, çalışkanlığı ve niteliği bu çok sayfalı kimlikten sorgulanır.  Şimdilerde olduğu gibi gazete örgütsel doküman olarak bile kabul edilebilir. Bu kimliklerin üstü üste, yan yana, aynı yerde buluştuğu tek yer kahvehane masalarıdır, hastane bekleme salonlarıdır. Bazı gazete kimliklerinin yasaklandığı yerler bile vardır. Örneğin askeri gazinoya girebilecek gazeteler bellidir. Bazı meslek gruplarının kesinlikle almaması gereken gazetelerde vardır. Gazeteler bazen kendilerine kurban seçerler. Doğruluğundan emin olmasalar da bir kurum hakkında karalama niyetiyle bir haber çıkarıverirler. Kurban öncelikle neye uğradığına şaşırır. Çünkü onun kendisini aynı güçte savunabileceği bir mekanizması yoktur. Artık olanlar olmuştur. Onun hakkındaki olumsuz haberi duyanlar duymuştur. Mahkeme sürecinden sonra yine aynı gazetenin gözden uzak bir köşede yayımlacağı tekzibin veya ödeyeceği  alışılmış tazminatın gazete için önemi yoktur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...