3 Kasım 2014 Pazartesi

Gülerce’nin YÜZÜ


Soru:  Gülerce Cemaatin hangi yüzü? Camia mı? Hizmet hareketi mi?

Geçenlerde ‘bir yerde durmalılardı’ dedi. Sanırım o yeri geçtiler. Deşifre ve ispiyonculuk mahiyetinde;

Hürriyet söyleşisinde ‘Mesele yolsuzluk değil, hükümete darbe yapmaktı’ dedi.

O da mı safmış?

 Cevap: Gülerce Cemaatin ‘tanımsız’ ve ‘geçersiz komut’ yüzü. Bundan sonrası için tanımsızdır. Çünkü adama derler: ‘yeni mi akıllandın? Oysa geçenlerde 80’li yılları pekte içten anlatmıştı. Bizi kullandılar demişti. Muhtemelen kullanılma süresi henüz bitmemiş. Velhasıl-ı kelam; kovulmadan önce, Alkan’ın yaftasını yemeden önce konuşacaktı. Kendisinin de (varsa) bir iradesi olduğunu gösterecekti.

Aşağıdaki yazımı 22 Mayıs 2013 günü YILIN DÖNGÜSÜ olarak yazmıştım. Döngü, dönme halen devam
etmektedir.      

H.Gülerce’nin 15 Mayıs 2013 tarihli, içerisinde Cumhuriyet gazetesi yazarı Nilgün Cerrahoğlu’nun  BOP tehdidini anlatan yazıyı da alıntı olarak kullandığı yazısı;


1) Bu yılın belki de son 30 yılın en büyük dönüşüdür çünkü Ekrem Bey’in ifadesi ile camia olaraktanımlanan yapı şu ana kadar hiçbir ZAMAN ABD, Rusya,Çin ve AB birliği karşıtı veya yaptıklarını eleştiren mahiyette bir yazı yazmamıştır. Nilgün Cerrahoğlu’nun kitabında; CIA başkanının ifadesi ile orta doğuda destekledikleri mezhep savaşlarından, Amerikan askerlerinin yerine Sünni ve Şiilerin çatıştırılmasından bahsedilir. BOP’un bir tehdit olarak tanımlanmasında Sayın Gülerce’nin Cumhuriyet gazetesini referans göstermesi çok doğru ama bir o kadar ironik bir yaklaşımdır. Bu sayede ‘Zaman’ ve ‘Cumhuriyet’ ulusal güvenliği ilgilendiren bir konuda aynı eksende buluşmuştur. Nilgün Cerrahoğlu’nu düşüncelerine ziyadesiyle ben de katılıyorum. Peki Gülerce böyle bir yazıyı kaleme almak için neden bu kadar beklemiştir? Çünkü camianın izlediği vizyonda isteyerek veya istemeyerek  Amerikan düşünceleriye çatışmamak vardı. Gerek Irak gerekse Libya veya Suriye politikalarında Gülerce’nin ABD’yi eleştirdiğini göremeyiz. 

2)Gecikmiş ve gizli bir günah çıkartmadır çünkü Irak, Filistin ve Suriye’de öldürülen masum insanların ve özellikle çocukların vebali birilerinin kafasına nihayet dank etmiştir. Manşetten bir türlü ifade edilemeyen duygular 15 Mayıslı gazetenin iç sayfasında bu günah çıkartmanın satır araları olarak görülmüştür. Zannımca bu yazı Gülerce’nin sadece kendi fikirleri de değildir. Çünkü Gülerce camia’nın halim ve selim vizyonunun bir aktörü olduğu için aynı zamanda kendisine, vatandaşa uysal bir dille olayları anlatma misyonu da verilmiştir. Lakin her ne olursa olsun, Gülerce köşesinde mezhep çatışması tehdidini uzun süreli olarak işleyeceğini sanmıyorum çünkü camianın varlığını sürdürmek için Amerikan menfaatleri ile karşı karşıya gelmek istemeyeceği önceki politikalarından hissedildiği gibi aşikar görünüyor.  

3)Zamanlama itibariye diplomatiktir çünkü Sayın Başbakanın ABD ziyareti öncesi hem hükümete hem de ABD yetkililerine “varlığımdan haberdar mısın?” mahiyetindedir. Gülerce yazısında sorunları hükümete bağlamamak gerektiğini söylüyor ve yazısına böyle başlıyor ama yazının son paragrafında Reyhanlı saldırısının aslında ne kadar büyük bir tehdidin başlangıcını oluşturabileceğini itiraf ediyor. Bu yazı aslında birçok konuda kırılma noktasıdır lakin zaman abonesinin gazeteyi okumadığını hesaba katarsak; yazının okurdan-camia kitlesinden ziyade hükümete ve Amerikan istihbaratına yönelik yazıldığını söyleyebiliriz. Muhtemelen bu tür yazıların devamı gelmeyecektir mesaj istenilen yerlere ulaştırılmış ve herkes asıl tarafını gizliden de olsa belirtmiştir. 

Zamanınız olursa öncelikle yazıyı okumanızı ve alıntı yapılan yerler üzerinde düşünmenizi tavsiye ederim. 

*     *     *




Turgay URGUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...