30 Kasım 2013 Cumartesi

Dershane GERÇEĞİ 2


Not: Eğitim camiasının tüm birimlerinde okul, dershane, kreş dürüst bir şekilde çalışan kimseye en ufak sözümüz yoktur. Ellerinden öperiz. Lakin bu konunun enine, boyuna tartışılması da çok gereklidir. Düşüncesi olan buyursun……
Herkes çocuğunu temiz duygularla okula gönderiyor. Öğrencisinin iyi bir eğitim alacağına, zamanının iyi kullanılacağına, ahlaklı yetişeceğine inanıyor. Vergisini verdiği, vatandaşlık görevlerini yerine getirdiği ülkesinde kendisi için çok değerli olan evladını okula emanet ediyor. YETMEZ AMA BUNU HERKES İSTİYOR. Hak ediyor mu evet fazlasıyla hak ediyor. Ben de çocuğum için bunları isterim.
Haftanın 5 günü, günde en az 7 saat eğitim gören bir insanın yetişmemesi için hangi nedenler vardır ki!
Çok NEDENLER varmış. Kimsenin konuşmadığı ama söylemek isteğini birçok NEDEN varmış.
Dershanelerin kapatılmasını istemeyenler ve sendikası olan gruplar, kişiler NEDEN okullardaki bu sorunları dile getirmediler? Bu sistemin böyle işlemesine rıza gösterdiler? Kimse düne kadar televizyonlarda; ‘okullarda konular yetişmiyor’, ‘okul üniversiteyi kazandıramıyor’ demiyordu. Demek ki dershane konusu gündeme gelmeseydi kimse okulların sorunlarının devam etmesine ses çıkarmayacaktı. Bunun neresi samimi bir düşüncedir. Sendikanın tek vazifesi maaş zam oranının yapıldığı toplantıya katılmak mıdır?
Okullarda da her görüşten, her cemaatten insan var. Devletin kurumundan maaş alırken, geçimlerini sağlarken, hatta üst makamlarda çalışırken NEDEN okulların bu sorunlarını dile getirme gereksinimi duymadılar? İşin bu noktası hem yazıktır, hem de düşündürücü.
Şefkat tokatlarını hatırlamak gerekiyor. Hem devletin okulundan maaş alacaksın, hem de asıl maaş aldığı yeri unutup zamanını, enerjini başka bir hizmete vereceksin. Kimse yemez ve yemedi. Öğrenci de biliyor, meslektaşın da biliyor.
Şefkat tokatlarını hatırlamak gerekiyor. Dershanede zeki ve çalışkan çocuk üzerinden prim yapmak çok kolay. Ama geride hem ahı hem de parası alınmış çok büyük bir kitle var. İnkar eden varsa gelsin. Hodri meydan.
Birileri de başkaları gibi ‘bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ dedi. Ben usul usul gemimi yüzdüreyim dedi.

Yurtlarda kalan öğrenciler doğru dürüst ödev yapmıyor. Hiçbir özel yurttan öğrenci velisi okula gelip de öğrencisini sormuyor. Belirli yatış ve kalkış zamanı yok. Düzenli ders çalışmak yok. Ders çalıştırmak yok. Ortada sorumlu yok. İşin pedagojisi yok, bilimselliği yok, temizliği yok. Ama iş bir kurumu savunmaya diğerini eleştirmeye gelince çok kolay. İşte insanın bu noktada sorası geliyor. Hani örnek olmak gerekiyordu? Çalışkan ve dürüst olunmalıydı? Yok yok yok.       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...