Varlık ve yokluk bir gün hastanede karşılaşmışlar. Laf lafı
açmış ve ikisi de efendisinden dertli olduğunu söylemiş. Yokluk tüm suçu sahibinde
bulmuş. Varlık ‘Kıymetimi bilmiyor.’ demiş. En iyisi bir süreliğine yer değiştirelim
demişler. Yıllar sonra pazarda birbirlerine rastlamışlar. Yine birbirlerinden
dert yanmışlar. Bu sefer de; yokluk demiş ki ‘İsyan ediyor.’, varlık demiş ki ‘Şükretmiyor,
beni kendinden biliyor.’ En iyisi tekrar eski sahiplerimize geri dönelim demişler.
Aradan uzun bir süre geçmiş mezarlıkta karşılaşmışlar. Birbirlerine hal ve
hatır sormuşlar. İkisi de efendilerinden memnun olduğunu söylemişler. Ama bu
son buluşma olmuş.
İnsan doğduğunda tercihi dışında kendisini varlık veya
yokluğun içinde bulur. Lakin varlığı muhafaza etmekte, yokluğu değiştirmekte
kendi iradesindedir. Gün gelir insan elindekilerin değişmesi ile imtihan olur.
İşte o zaman sabretmekte yine kendi elindedir. Gün biter, ölüm yaklaşır insan
hayatla ilgili çok şeyi öğrenir ama artık iş işten geçmiştir. Marifet odur ki!
İnsan yaşarken Hak’kı bulsun.
TURGAY URGUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder