Başımızda beş büyük bela var. İsraf, cehalet, haram, sahte
inanç ve tarafgirlik. Bu belalar ki! Bizleri hem birey hem de toplum olarak
geriletiyor. Huzur adına ne varsa hepsini alıp götürüyor. Yerine kavgaları,
ölümleri, fakirliği, bedeni ve ruhi hastalıkları
koyuyor.
Bireyin ‘hakkalyakin’ arayışı bu sorunları söküp atacaktır. Bu
arayış gayet basit, ruha ağır gelmeyen bir çözümdür. Ruhun, ‘tevekkül’ ile kendisini bulduğu en
insani süreçtir. Maksat her dalda başarıya ulaşmak, her hafta hedefleri
tutturmak değil bize verilen ömür süresini O’nun rızasında yaşamaktır.
O’nun rızasında yaşamak insanın etrafına
nurdan bir set çeker ki bu set haramın acı tadından, israfın vicdan azabından
ve tarafgirliğin hayatı zehir eden uğraşlarından insanı korur. Dahası hakkalyakin
arayışı inişlerin ve çıkışların olduğu hayat yolculuğunda bizlere zorlukları
yorumlama gücü katacaktır.
Bir işin Rahmani tarafından başka bir yönüne taraf olmamıza
gerek yok(tur). Çünkü taraf olmak öncelikle kişinin kendisini kısıtlatan bir
prensiptir. Taraf olanların okumadıkları
binlerce kitap, gitmedikleri birçok yer vardır. İki partiden birisini, 5 düşünceden(ideoloji) birisini
illaki seçmek zorunda değiliz. Seçmek sahiplenmeyi, sahiplenmek savunmayı, savunmak
doğru ve yanlış arasında yanılmayı iktiza eder. Tarafgirlikte savunduğumuz kendimiz değil
bizim dışımızdakilerdir. Bizim dışımızdakilerin
yaptıklarıdır. Bu manada tarafgirlik başkaları için yapılan gönüllü lafız
köleliğidir.
Taraf olan insanların zamanla düşünceyi değil insanları konuşur
hale geldiğini çok rahat görebiliriz.
Tarafsızlık düşüncesizlik değildir. Bilakis düşünce tarafsız
ise gelişmeye matuftur. En güzel sözler herkesi kucaklayanlardır. En güzel
sofra herkesin rahatça oturabildiğidir. En güzel mekan herkesin kendisini rahat
hissedebildiğidir.
En çok kiminle birlikte olmayı seviyorsunuz? Sizin her
düşüncenizi eleştirenlerle mi? Bir şeyleri ispatlamak için kendinizi zor
durumda hissettikleriniz ile mi? Veya sizinle aynı düşüncede(düşüncelerde) olup
da her daim tarafgirlik konusunda birbirinizi kamçıladıklarınızla mı? Eğer sizin
için en son sorunun cevabı kulağınıza hoş geliyorsa, uzun yıllardır kendinizi
kandırıyorsunuz. İşin gerçeği –muhtemelen hayatın özüyle ilgili de çok şeyi
kaçırdınız. Çünkü son 3 sorunun cevabı da konuşmalarınızı kişi(ler) ve olaylar
basitliğine indiriyor. Kişiler ve olaylar basitliğinde savunmalar ve karşı
iddialar dışında hiçbir şey yoktur.
Hayata dokunan insanlara bir bakın. ‘Başkaları için bir
buluş yapabilmiş, bir duyguyu kağıda dökebilmiş, toplumun bir derdine çare
olmuş.’ İnsanlara bir bakın. Onlar sadece gelişime, faydaya, özgürlüğe ve
insanlığa taraftardır.
Birçok insan 10 sene
hapis yattıktan sonra beraat ediyorsa; bu sorun kutuplaşmış tarafgirliklerin
neticecisidir. Sonuç: telafi edilemeyecek mağduriyetlerdir. Hapishanelerde ziyan olan ömürlerde menfi
tarafgirliğin sebepleri vardır.
Kırılan kalplerin nedeni tarafgirliktir.
Küskünlükler, tartışmalar, kötü sözler hep tarafgirlikle
ilgilidir.
Ve lütfen unutmayalım! İçimizi kemiren düşmanlıklar ve bizi
büyük hayallerden alıkoyan küçük hesaplar her zaman tarafgirlikten beslenir.
turgay urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder