15 Temmuz’u hakkalyakin mertebesinde idrak etmek için Türk-İslam
tarihi hakkında mutlak ve mutlak, ön koşulsuz ve ön yargısız, vicdan ile
çerçeveli asgari bir hümanist vizyona sahip olmak gerektir.
Yoksa olmaz.
‘Acabalar’ ararsın, yorumların tesirinde kalırsın, bu işin
siyaset olduğunu bile düşünürsün. Hatta ve hatta dinin alet edildiğini bile
söylersin.
FETÖ, ta 1990’lardan bu yana Devleti ele geçirmek için
planlar geliştirmiş bir örgüttür. Bu yapı için zengin ve akıllıdan başka önem
arz eden bir varlık yoktur. Onlar da ‘ancak’ kendilerine hizmet ettikçe
değerlidir. Aslında Fetö’de ‘değer’ denilen bir mefhum da yoktur. Kimse ya da hiçbir
şey onlar için değere sahip değildir. Bu süreçte hapislerde kendi hallerine
bırakılmış örgüt üyeleri bunun en güzel örneğidir. Beyinlerinin yıkandıkları
doğrudur çünkü şu ana kadar ‘pişmanım’ diyenlerin sayısı bir elin parmaklarını
geçmez. Suçlamaları inkar etmelerinin en büyük nedeni içlerinde taşıdıkları ‘fetöyü
koruma’ dürtüsünden dolayıdır. İtirafçılık ise fetönün karakteristik özelliğini
yanılsama ile binde 1 olsa da yansıtmaktadır. Her neyse… asıl konumuz.. 15
Temmuz’u anlamak. Yoksa derdimiz “Hainlerde
pişmanlık var mı?yok mu?” bunu ölçmek değil. Allah bu Millete kurşun sıkanların
cezasını elbet verecektir. Bu öyle dünyalık müebbetle ödenecek ucuzlukta
değildir. Üstad Said Nursi’nin dediği gibi; ‘Zalimler İçin yaşasın Cehennem.’
15 Temmuz’u anlamak için ‘Hicreti’ gerektiren nedenleri
bilmek gerekir,
Sahabilere yapılan zulmü,
Peygamber Efendimizin vefatından sonra gelişen olayları, İslam’ın yayılışında
karşılaşılan zorlukları, Osmanlı’nın 600-700 yıllık askeri mücadelesini bilmek
gerekir. ‘Neden Osmanlı hep savaşmak zorundaydı?’ bilmek gerekir. Abdülhamit’in
1. Dünya savaşından önce aldığı tedbirleri, Çanakkale’de can veren 15 yaşındaki
yiğitlerin cepheye gitme düşüncesini bilmek gerekir.
28 Şubatı çok iyi bilmek gerekir. Ve de fetönün 28 Şubatta
baş örtüsü için fürüat dediğini kesinlikle bilmek gerekir. Bu bilinmezse; 15
Temmuz’da fetö subaylarının baş örtülü şehit ve gazilerimizi neden itip-
kaktığını anlayamayız. Örneğin 28 Şubatta fetönün eski Cumhurbaşkanları
Süleyman Demirel ve Özal için dediklerini bilmek gerekir.
Yazımın girişinde Türk-İslam dedim. Çünkü 15 Temmuz bu ikisini hedef almıştır. Sözde
sosyalistler, insan hakları seviciler 15 Temmuz’da izlemeyi veya bankamatiklerden
para çekmeyi tercih etmiştir. ABD’ye iyi bir tokat için tarihi bir fırsat ele
geçmiştir. Onu da tüm devrimciler kaçırmıştır.
Yazımın girişinde ‘ön koşulsuz’ dedim. Çünkü vatan
savunmasında aile, ana, baba, çocuk hesabı yapılarak yola çıkılmaz.
Ön yargısız dedim. Dedim çünkü bir zamanlar bu ülkede
insanlar savaşa çıkarken-vatan için ölmeye giderken ‘benim partimin, benim
ideolojimin, benim tarikatımın savaşı’ diye çıkmıyordu. Bayrak için, din için,
ezan için, namus için diye çıkıyordu. Sol düşünceyi bir kenara bırakın. Çok acıdır….
Bu ülkede ‘Sonuna kadar izleyelim de ona göre pozisyon alırız.’ Diyen kendilerini
İslami sanan gruplar bile mevcuttur. Düşünsenize..
HDP’ye oy veren-verebilen sözde dini grupların zihni yapısını anlamadan 15
Temmuz anlaşılabilir mi?
Vicdan ile çerçeveli hümanist bir vizyon dedim. Çünkü insan,
o kadar parçalanmış şehit varken, bütün bu yaşananlar için ‘tiyatro’
diyebiliyorsa; o kişinin insanlık duygularının varlığından bahsedemeyiz. Bu manada
15 Temmuz’da mücadele verenler, bu sevdaya gönülden destek verenler gerçek
vatanseverlerdir. Bu şehitler, o gece eğer Kemal Kılıçtaroğlu Cumhurbaşkanı
olsaydı ve Kemal Bey çağrı yapsaydı yine sokağa çıkarlardı. Yine şehit
olurlardı. Çünkü( burasını kesinlikle
unutmayın!!!) 15 Temmuz’da yaşananlar siyaset üstüdür.
Evet… ya o gün… bu
destansı mücadele verilmeseydi ne olurdu?
Velhasılı – malumunuz ‘tiyatro ve sinema’ batı menşelidir. Biz
de ise bol miktarda KAHRAMANLIK DESTANI mevcuttur.
ALLAH birliğimizi, dirliğimizi bozmasın. Askerimize,
polisimize güç versin.
Tüm şehitlerimize rahmet, gazilerimize uzun sağlıklı ömürler
diliyorum. Allah onalrdan razı olsun.
TURGAY URGUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder