11 Ocak 2018 Perşembe

KAÇAK HAYATLAR


Güne bakın. Bugün yaşadıklarınıza bakın. Ve gördükleriniz ile görmediklerinizi ikiye ayırın;

Gördüklerimizi ayırmak kolay, hem de çok kolay. Çünkü neredeyse dün gördüklerimiz ile birebir aynı. Doğru ne olacaktı ki? Farklı ne olabilirdi ki?

Yemek, içmek, izlemek, yorulmak ve dinlenmek arasında sıkıştık kaldık. Çığın altındaki insan gibiyiz. Daha çok hareket ettikçe daha çok batıyoruz ve boğuluyoruz. Bizi bu çokluk ve çokluktaki çok hareketlilik bu hale getirdi. Dilim bu çokluğa bereket diyemiyor çünkü insan bereket de bir helallik arar, şifa arar, dua ve çalışma arar. Her şeyimiz çok. Yiyeceğimiz eskiye göre çok ve çeşitli. İşimiz çok. Evdeki eşyamız yok. Giyeceklerimiz çok. Ve sandığımızın aksine zamanımız da oldukça çok. Lakin; bu kadar çokluta huzur yok, mana yok, mutluluk yok, umut yok.

Çünkü……

İnsan denilen varlık sadece bedenden ve bedeni arzulardan ibaret değil. Bedeninden ziyade aynı zamanda açlığa ve ölüme terk edilmiş bir ruha sahip. Bilip de görmediğimiz, görmemek için ondan hep kaçtığımız bir ruha sahip.
Bu kadar çokluğun içinde ağlayan, acıyan, sızlanan tabi ki de bedenimiz değil ruhumuz.  



turgay urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...