2 Temmuz 2014 Çarşamba

Yaşamak


Yarın hepimiz için yeni bir gün olacak.  Herkes dünün aynısını yeniden yaşayacağımızı düşünebilir. Şimdiye kadar hep öyle olduğunu da iddia edebiliriz.

Ama hayır…. Öyle değil.

Öyle değil çünkü…..

Yarın dünden tamamen farklı olacak. Güneşin ve dünyanın kainattaki yeri değişmiş, soluduğumuz hava tazelenmiş, aldığımız tatlar farklılaşmış olacak. Uyandığımızdaki ruh halimiz, sabah ilk yapmak istediğimiz iş, çeşmede yüzümüzü yıkadığımız su, televizyonda duyduğumuz haber, yolda önümüze çıkanlar, içimizdeki istekler, kelimelerimiz, hareketlerimiz, hislerimiz farklı olacak.  Yarından önce düşündüklerimiz ile yarın düşüneceklerimiz farklı olacak.  Belki de farkında değiliz ya da hiç denemedik ama etrafımızdaki herkes yarın bizden aynı şeyleri ister gibi olacak ama onlara sunulacak yeni bir şeyler daha çok ilgilerini çekecek. Yaşamayı, bize ve herkese bu farklılıklar hatırlatacak. Yeni bir şeyler dediğim büyük değişimler değil. Örneğin; beklenmedik bir anda onlara bir şekilde sevgimizi göstermek bunlardan birisidir. Aramak, sormak, farklı cümleler söylemek, bir yere gitmek veya birisini çağırmak. Bunlar; hiç almadığımız tarzda bir kitabı almak, önceden okumadığımız bir yazarı okumak, ihmal ettiğimiz bir mekana gitmek, dışarıda yemek yemek, eve giderken yolu değiştirmek, bir yakının yanında mola vermek kadar basit ama yeni bir şeylerdir. Adı ister yenilik, ister farklılık, isterse arayış olsun her bir değişim bize yaşamdan ve yaşamaktan önceden hissetmediğimiz bir tat verecek. Buna; bunu yaşamış olanlar “hayatın tadını çıkarmak” diyorlar. Onlar hayat yolunda ileriye giderken, çoğunluk ise yerinde sayıyor. Hangi şairin, yazarın, alimin, mucitin, Peygamberin dünü ve yarını aynıdır ki? Ya da hangi çocuk dün ile yarınının aynı olmasını ister ki? İşte bu yüzden yaşamak çocukça olursa güzeldir. Bu yüzden her çocuk yorduğu günün gecesinde yarının hayallerini kurarak uyur. Bu gün eğer ‘tadı çıkarıldı’ ise yaşamaya değmiştir. Bırakın bedeniniz ruhunuzu küçük ve çocuksu görsün. Siz her geçmiş değil gelecek gün kendinizi daha da gençleştirin. Geçmiş günlere bakıp hüzün biçeceğinize, gelecek günlere bakıp umut yeşertin. Zaten bir gün ölüm ‘paydos’ diyecek; en azından yaşamaktan hem yorulmuş hem de doymuş olun.        

Yarının dünden farksız olmayacağını düşünmek geri dönüşümü olmayan bir kayıptır.  Yarını dün ile aynı görmek ise ölülerin yaşam oyunudur.

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...