Yarın hepimiz
için yeni bir gün olacak. Herkes dünün
aynısını yeniden yaşayacağımızı düşünebilir. Şimdiye kadar hep öyle olduğunu da
iddia edebiliriz.
Ama hayır….
Öyle değil.
Öyle değil
çünkü…..
Yarın dünden
tamamen farklı olacak. Güneşin ve dünyanın kainattaki yeri değişmiş,
soluduğumuz hava tazelenmiş, aldığımız tatlar farklılaşmış olacak. Uyandığımızdaki
ruh halimiz, sabah ilk yapmak istediğimiz iş, çeşmede yüzümüzü yıkadığımız su,
televizyonda duyduğumuz haber, yolda önümüze çıkanlar, içimizdeki istekler,
kelimelerimiz, hareketlerimiz, hislerimiz farklı olacak. Yarından önce düşündüklerimiz ile yarın
düşüneceklerimiz farklı olacak. Belki de
farkında değiliz ya da hiç denemedik ama etrafımızdaki herkes yarın bizden aynı
şeyleri ister gibi olacak ama onlara sunulacak yeni bir şeyler daha çok
ilgilerini çekecek. Yaşamayı, bize ve herkese bu farklılıklar hatırlatacak. Yeni
bir şeyler dediğim büyük değişimler değil. Örneğin; beklenmedik bir anda onlara
bir şekilde sevgimizi göstermek bunlardan birisidir. Aramak, sormak, farklı
cümleler söylemek, bir yere gitmek veya birisini çağırmak. Bunlar; hiç almadığımız
tarzda bir kitabı almak, önceden okumadığımız bir yazarı okumak, ihmal
ettiğimiz bir mekana gitmek, dışarıda yemek yemek, eve giderken yolu
değiştirmek, bir yakının yanında mola vermek kadar basit ama yeni bir şeylerdir.
Adı ister yenilik, ister farklılık, isterse arayış olsun her bir değişim bize
yaşamdan ve yaşamaktan önceden hissetmediğimiz bir tat verecek. Buna; bunu
yaşamış olanlar “hayatın tadını çıkarmak” diyorlar. Onlar hayat yolunda ileriye
giderken, çoğunluk ise yerinde sayıyor. Hangi şairin, yazarın, alimin, mucitin,
Peygamberin dünü ve yarını aynıdır ki? Ya da hangi çocuk dün ile yarınının aynı
olmasını ister ki? İşte bu yüzden yaşamak çocukça olursa güzeldir. Bu yüzden
her çocuk yorduğu günün gecesinde yarının hayallerini kurarak uyur. Bu gün eğer
‘tadı çıkarıldı’ ise yaşamaya değmiştir. Bırakın bedeniniz ruhunuzu küçük ve
çocuksu görsün. Siz her geçmiş değil gelecek gün kendinizi daha da
gençleştirin. Geçmiş günlere bakıp hüzün biçeceğinize, gelecek günlere bakıp
umut yeşertin. Zaten bir gün ölüm ‘paydos’ diyecek; en azından yaşamaktan hem
yorulmuş hem de doymuş olun.
Yarının dünden
farksız olmayacağını düşünmek geri dönüşümü olmayan bir kayıptır. Yarını dün ile aynı görmek ise ölülerin yaşam
oyunudur.
Turgay Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder