Durmadan
fotoğraflara bakar olduk. Görselliğin korsan çağı bu olsa gerek diye
düşünüyorum. Konuşmak yok oldu, yazmak terkedildi, düşünmek zahmetli bir iş
olarak algılanıyor. Belki de farkında değiliz ama hepimiz engelli hale geldik.
Bu yüzden herkes her şeyi fotoğraflarla anlatmaya çalışıyor. Yaşam, ölüm, kin,
din, ideoloji, kumpas, yaptıklarımız, yediklerimiz, geçmişimiz ve aklımıza ne
geliyorsa hepsi ‘beğeni’ bekleyen (saklanmayan) fotoğraflarımızda saklı. Hayat
şimdilerde ‘çek’ ve ‘paylaş’tan ibaret oldu. Nelerin fotoğrafını çekmedik ki? Mesela aynada kendimizi çektik; restoranda
masayı, odada spot ışığını, hastanede yatağı, arabada hız ibresini, sahilde ve
fuarlarda kızları, otelde havuzu ve daha nicelerini çektik. Hepimiz objektifin arkasında olduğumuzu
düşlemek istiyoruz. Oysa fotoğraflardakiler biziz. Onlar kadar sessiz ve
pasifiz. Onlar bize ulaştığımız son noktayı anlatıyor. Fotoğraflarda her şey
var sadece kaybettiklerimiz yok. Bir paylaşının
cevabı başka bir paylaşım. Fotoğrafların hem nedensiz hem de sonuçsuz savaşını
izliyoruz.
Tweetlerin ibadet
olduğu bir sanal dünyada BEĞENileri zikir kabul ediyoruz. Fikirsiz ve YORUMsuz
olarak Cennetten birilerinden ARKADAŞLIK ONAYINI bekliyoruz.
Devam edecek….
Turgay Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder