17 Aralık ülkenin adeta sürpriz gündemiydi. İktidara gelme umutları
olmadıkları için birilerini bu durum çok sevindirdi. Ama rüyadan erken
uyandılar çünkü bekledikleri olmamıştı ve Akp oy oranından bir şey
kaybetmemişti. Kaybetmez de çünkü sade vatandaş AKP’yi seviyor. Yapılanların
gayet iyi bir şekilde farkında. Sade vatandaş da okumuyor ama bir artısı var.
Samimiyeti hissediyor ve hiçbir şey bilmese bile eskisi ile bu günü karşılaştırdığında
gelinen noktayı vicdan sahibi olduğu için görüyor. Sade vatandaşın asıl
üzüldüğü ise: bir zamanlar burs verdiği, gazetesine abone olduğu, her
platformda destek olduğu yapının vefasızlığına ve Sözcü veya Cumhuriyet ağzı
ile konuşmasına kızıyor. En önemlisi de sade vatandaş AKp giderse cemaatinde de
ortada kalmayacağını biliyor.
17 Aralık’ta bilinenin dışında çok bir şey olmadı. Sadece Cemaatin ve AK
partinin üzerindeki örtü ya kendiliğinden düştü ya da sürekli türetildiği ve
hatırlatıldığı gibi düşürüldü. Bürokrasideki yapılanma, adamcılık veya cemaatin
çalışma şekli zaten biliniyordu. Sadece gözden kaçmıştı. Akp tüm siyasal
eleştirileri; parti olması ve sorumluluk gereği ile üstüne aldığı için cemaatin
yaptıkları dikkat çekmiyordu. Medya ile, PKK ile ve dış sorunlarla siyasal
iktidar uğraşırken cemaatin işleri tıkırındaydı. Tıkırındaydı ki uluslararası
ihaleleri şekillendirecek ve ülke içindeki zengin holdinglere dağıtacak kadar
zamanı ve ananası vardı.
Şu anda körü körüne cemaatini savunan grup ikiye ayrılıyor.
Televizyonlarda henüz seçilmemiş bir
partinin üyeleri gibi dost-modern darbeyi savunanlar yani işin psikolojik
yönünü canlı tutmaya çalışanlar ve ‘önde gidenleri’(elit camia) cemaati
savundukları için cemaati savunma refleksi gösterenler. Elit camia dersini iyi
çalışmış. Yapılması gerekenleri gayet iyi biliyor. Hatta elit grup bile kendi
içinde ikiye ayrılmış durumda; - uluslararası boyutta Today’s zaman’nın
yazarları devredeyken. Akp’yi içten bitirme işi Türköneye bırakılmış. Refleks gösteren
grup zaten eskiden beri okumayan, öğüt, yönlendirme, telkin ile ilerleyen grup
olarak karşımıza çıkıyor. Bu grupta birazcık ‘neler oluyor’ şaşkınlığı da yok
değil.
Varsaydıkları gibi Sayın Başbakanın oğulları ile ilgili bir olumsuz bir
durum olsaydı. Çoktan servis ederlerdi. Amaç sadece yıpratmak ve siyasal
iktidarı zora sokmaktı.
Turgay Urgur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder