5 Eylül 2020 Cumartesi

AAL ÖĞRENCİLERİMİZ

 

    Geleceğimizin mimarları, ideallerimizin öğretmenleri, geçmişimizin savcıları, özgürlüğümüzün hakimleri, gönüllerimizin psikologları, ruhlarımızın diyetisyenleri, ülkemizin mühendisleri ve tüm diğer ülkülerimizin atideki meslek sahipleri Siz Sevgili Öğrencilerimiz,

    Türk insanı her halükarda, her zor durumda ülkesi ve milleti için çalışabilmesi ile tarihe geçmiştir. 18 Mart  buna şahittir. 30 Ağustos buna şahittir. 15 Temmuz buna şahittir. 

    Allah'ın izniyle de bu pandemi günlerinden HEP BİRLİKTE daha güçlü çıkacağız. Aklınızda okulların durumu ile ilgili bir belirsizlik varsa lütfen bunu tedbir ve tevekküle dönüştürünüz. Durmadan yarın için kaygılanmaktan daha güzel bir şey vardır. O da bugün için çalışmaktır. Göreceksiniz sizler bu süreci kendiniz için ÇOK BÜYÜK BİR AVANTAJA dönüştüreceksiniz. 

    Bu süreçte; öncelikle LYS, AYT, TYT sınavlarında üst düzey başarı sağlamış kişiler hakkında internetten bilgi sahibi olunuz. Sonrasında ise etrafınızda yakın zaman önce sınavda başarı sağlamış ve iyi bölümleri kazanmış tanıdıklarınızı telefonla arayınız. En az 5 kişinin başarı hikayesini dinleyiniz. Eminim ki! Onlardan zamanlama, irade ve verimlilik konularında çok fazla bilgi edineceksiniz. Onların fikirleri sizin için kolaylık ve hızlılık sağlayacak. Onlardan kullandıkları test kitaplarını isteyiniz. 

    Şunlardan asla taviz vermeyiniz!!!!! 1) Kitap okuma  2) Soru çözümü   3) Öğretmenlerinizle irtibat 4)Detaylı ve kendinize has konu çalışmaları 5) Kaliteli sosyalleşme ( Doğru arkadaşlarla iletişim, paylaşım, gezme, spor, akraba  ile bağı canlı tutma ) 6) İyilik düşünmek ve iyiliği yapmak. 

    Son yıllarda dünyada liselerden sonra 1 sene ara gibi bir uygulama denendi /deneniyor. Buradaki amaç kişinin kendisi, çevresi ve hayalindeki kariyeri için daha rasyonel düşünmesini sağlamak. Siz de bu pandemi dinlenmelerinde bunu kendiniz için yaşayabilirsiniz. Kendi yeteneklerinizi tekrar gözden geçirebilir ve kariyeriniz hakkında daha bilinçli bir şekilde düşünebilirsiniz. 

EV ÇALIŞMALARINIZDA;

1) Defter kullanımınızı ve not alma şeklinizi daha da geliştirin. / Not alma hakkında 2 saatlik bir ön çalışma yapsanız size çok iyi gelecektir. Önemini, nasıl olması ve olmaması gerektiğini iyice araştırın. Not almayı bir de başarılı ünlülerden dinleyin. DENEYİN! KESİNLİKLE İYİ GELECEK. 

2) Canlı derslerinizi ihmal etmeyiniz. Biz öğretmenleriniz canlı dersler için normal derslerden daha çok ön hazırlık yapıyoruz. Geçen sene bana 'Hocam bazen normal sınıf derslerinden çok daha iyi geçiyor.' diyen gençlerimiz çok oldu. Çünkü canlı derste hem bizler hem de sizler daha konstantre oluyoruz. 

3) İnternette dersleriniz hakkında hazırlanmış bir çok ücretsiz video ders anlatımı ve soru çözümü mevcuttur. Onları kullanın. (Biz dil sınıfımızda bu ücretsiz ve hazır videolardan çok istifade ettik. İzledik, not aldık. İzledik, not aldık. Çok izledik, çok not aldık.)

4) TYT ve AYT çok kitap okumanızı istiyor. Okuyun. 

5) Kaygılanmak yerine çalışın ve dua edin. 

6) Bilgisayar bilginizi gözden geçirin, bilgisayarları daha yakından tanımaya çalışın. Bu süreç bize bilgisayar yazılımının ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlattı. 

Şu kaynaklardan BİZ çok istifade ettik. www.turkcellakademi.com  ( Meslek tanıtımları harika, ünlülerle röportajlar farklı -deneyin iyi gelecek.) TED KONFERANSLARI 

Bitirmeden, 

Sevgili gençler BİZ öğretmenleriniz sizleri çok seviyoruz ve inanın çok özledik. Pandemi süreci bize de çok şey kattı. Omuzlarımızdaki yükün sorumluluğunu daha da derinden hissettik. Boş durmak, boşuna beklemek hiç kimseye bir şey katmıyor. Okumamız, düşünmemiz, üretmemiz ve TÜRKİYE CUMHURİYETİMİZİ HAK ETTİĞİ MEVKİYE bir an önce taşımamız gerekiyor. Bunların maaş için değil, takdir için değil sadece ve sadece ALLAH RIZASI için yapacağız. Yapacağız ki! Bu mücadelemiz HAKİKİ manasını bulsun. 

Yaşasın İnanmak! İnandığı için dürüst olmak, hak ve helali bilmek. Öğretmen olsun, öğrenci olsun BU CENNET VATAN için yorulmadan çalışmak.

Turgay URGUR 





 




 

21 Ağustos 2020 Cuma

Günah 7

Bir günahın pençesinde ömrüm can çekişir,

Nefretten başka ses duyulmaz.

Yeniden doğmak isterim,

Çünkü hayat ağır gelir.

Bir an önce ölmek isterim,

Çünkü hayat ayıp gelir.

Ve ölmeden önce yalnızlık içerim,

Kana kana ağlarım.

Kalmayınca dostlar anlamsız kalırım.

Aramam,

Bir adım bile atmam,

Gece -gündüz suskun kalırım.

Aç kalırım.

Aç kalınca önce umutlarımı sonra mazimi satarım.

Çünkü hayat boş gelir.


Yazdım. Hep kendime yazdım,
Hep kendime kızdım.

Her günah bir kişilikmiş,

Ben seçtim, ben çektim,

Ve her tövbe kolay değilmiş.

Yaşadıkça utanç biriktirdim,

Yaşlandıkça sen biriktirdim.

Bol bol utancım, bol bol senim oldu.

Ömür bitince ikisi de bir oldu.

Yazdım. Hep kendime yazdım,

Bir mezara iki kişilik yer kazdım.

Örtün. En azından örtün.

Acım görünmesin.

Azabım bilinmesin.

7 Ağustos 2020 Cuma

Suçlu değil sorumlu arıyorum.

Yaklaşık 2 hafta önce kızım Hanzade Urgur bisikleti ile Acıpayam içinde yaya geçidine yakın bir yerde karşıya geçmek isterken  trafik kazası geçirdi. 

Sürücü ve kızım; 2. sıraya park etmiş araçlardan dolayı bir birini görmediğini belirtti. 

Yaya geçidine yakın bir yerde oldu. Çünkü yaya geçidinin olduğu alanda inşaat çalışması olduğundan dolayı kızım yaya geçidine ulaşmaya çalıştığını ifade ediyor. 

Çok feci sonuçları olabilecek bir kazayı Allah' a şükür ucuz atlattık. Ayakta büyük bir şişme oldu. Şükürler olsun ki o günden bu yana şişlikte azalma oldu. Rabbim herkesi bu tür belalardan korusun. 

Yıllar önce her hangi bir yakınımın her hangi bir mağduriyetinin olmadığı bir zamanda ilçemiz içindeki trafik ve park sorunlarımız hakkında bir yazı kaleme almıştım. Bir Acıpayamlı olarak kendimce yaşadığımız trafik ve park sorunlarından bahsetmiştim. Bahsetmek istedim çünkü ilçemi ve ilçemin insanlarını seviyorum. Çünkü ben bu ilçede yaşıyorum. 

Ve gün geldi kendi kızım ilçemde bir trafik kazası geçirdi. 

Acıpayam'da kortejle 11 yaşından küçük çocukları bisiklet turuna çıkarmak ne kadar hata ise benim de 9 yaşındaki kızımı tek başına bisikletiyle göndermek hata. [Kanun 11 yaşından küçük çocuk tek başına bisiklete binemez, yanında ailesi olacak diyor.(muş). Malum bunu yeni öğrenmem üstümdeki sorumluluğu ve ihmali ortadan kaldırmıyor.] 

O günden bu güne ihmalkar ve hatalı olduğumu düşünüyorum. Olur olmadık -üstüme vazife- olmayan konularda yazan, konuşan ve hatta bol bol eleştiren birisi olarak tek kelimeyle çuvalladım. 

Lakin içimdeki (vicdanımdaki) meclis üyeleri de nedense 'çuvallama' konusunda bana  epey bir destek oldular. 'Kendini birazcık da olsa teselli et.' 'Tek sorumlu sen değilsin.' dediler. 

İlçemde fantastik kurgu gazeteciliği sağdan ve soldan garip bir şekilde itibar görmüşken ben de böyle ciddi bir sorun hakkında senaryo üzerinden ilerlemek istemiyorum. 

Ve Acıpayam'da yaşayan ve Acıpayam'ı seven birisi olarak diyorum ki.....

Gelişmiş bir ülkede bir yerde kaza olsa birileri (oranın ilçe Trafik sorumluları herhalde) bir araya gelir ve  'Kaza neden olmuş?', 'Tekrar olur mu?' 'Olmaması için ne yapılmalı?' der ve YAPAR.  21. yy'da Ak parti gibi güçlü bir iktidar zamanında Türkiye Cumhuriyetimin bir vatandaşı olarak bunu istemek lüks olmasa gerek. 

Kendi kendime soruyorum. 

Acıpayam'ın Antalya çıkışında daha kaç kazanın olması gerekiyor?

İlçemin park sorunu ne zaman sorun olmaktan çıktı? 

İllaki maddi/manevi bedel ödemek zorunda mıyız? 

İlçemin Trafik güvenliği sorununu kim çözecek? 

Kurumlar neden var? 

Soruları arttırmak çözüm değil. Çözüm bizleri yönetmek için sorumluluk almış kişilerin sorunları çözmesi. Rızası ile veya temsilen listelere alınmış siyasilerin sorunlarımızı(Trafik, park, şehir düzeni, okullar, temizlik, işsizlik ve tüm diğerleri) görmesini istiyorum,

İlçemin sahipsiz olduğu duygusunu yaşamak istemiyorum,

Çözüm bekleyen sorunlarımız varken oy verdiğim partinin 'mesaj, fotoğraf, facebook' siyaseti yapmasını istemiyorum,

Kızıma ısrarla ve üzüntüyle 'Neden dikkatli olmadın?'diye sorduğumda bana 'Baba yan yana iki tane büyük araç vardı, yaya geçine ulaşmaya çalıştım.' cevabını aldım. 

Lütfen biz babalara - biz annelere çocuklarımızın bu cevapları karşısında bizlere 'çaresizlik' duygusunu yaşatmayın veya (eğer ki) siyaseten bu sorumlulukları almayacaksınız bu tür görevlerden mümkün mertebe uzak durunuz.   

Bugün kazanın olduğu aynı yerde aynı sorun devam ediyor. 

 İlçemin Antalya çıkışına hala tedbir alınmadı. 

Antalya Akalan kavşağı üzerinde daha yakın zaman önce ağır yaralı kaza oldu. Olmadı mı? OLDU. 

Bir Rus kafilesi otobüsü, Antalya'dan dönen bir aile, İlçeme tatile gelmiş bir misafir, komşumun çocuğu yani her kim olursa olsun, inanın benim için mağduriyeti kimin yaşadığı önemli değil, ne yapılırsa MAĞDURİYET YAŞANMAZ  O ÖNEMLİ. 

Suçlu değil sorumlu arıyorum. 
















 






11 Temmuz 2020 Cumartesi


Ayasofya’nın Allah’ın izniyle tekrar ibadete açılması ve oradan okunacak ezanlar içinde bambaşka manaları barındırıyor. Türkiye hilafetinde tüm İslam ülkelerine birliktelik çağrısıdır. Müslümanların yeniden öz güvenlerine dönüşüdür. Hakkın gelip batılın zail oluşudur. Batı dünyasına en nazik dille İslam davetinin yeniden yapılmasıdır. Tam bağımsızlığın sözle değil fiille olduğunun vesikasıdır. İslam’ın koruyucu kubbesinin önceden olduğu gibi şimdi de Türkiye olduğunun ispatıdır. Fethin, şehadetin hak ettiği saygıyı görmesidir. Yerindedir. Gereklidir. Ve tam zamanıdır.
Bu açılışa en fazla –öncelikle- Türkiye’nin fetihle kazanılmış en güzel şehrinde yaşayanların/yaşama fırsatını bulmuşların değer vermesi ve ardından yukarıdaki derin manaları tüm Müslümanların içtenlikle okuması gerekmektedir. Ayasofya sağ ve solun münakaşa, TV’lerin program konusu olmaktan münezzehtir. Olmamalıdır.

Cami Allah’ın farzlarını yerine getiren cemaatlerle ruh kazanır. Farzlar namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek (ÖĞRENCİYE BURS VERMEK OLMAZ, hac bursa- burs vermek hacca mani değildir, alternatifi hiç değildir / aklı selim insanları içtimai hayatta girmedikleri zeka oyunlarına Allah’ın farzları konusunda girilmemelidir./ -SİZDEN A sektöründe hizmet isteyene B’yi götürdüğünüzde nasıl olmuyorsa farz da değişmiyor. Kalp temizliğine gelince, zaten ancak kalbi temizler layıkıyla Allah’ın emirlerine uyarlar – Herkesin ninesin başörtüsü de farz-ı kifaye değildir. Sözüm kesinlikle örtünmeye değildir ki ZATEN TERBİYEZSİZLİK olur, lafımız örtüyü farzdan çıkaranadır) olduğu gibi dürüst olmak, çalmamak, yalan söylememek, hak yememektir, temiz olmaktır (buna cami tuvaletleri, şadırvanlar, ses sistemleri de ve ruhlar da dahildir herhalde- İnşaallah kapitazmin mekanlarına verdiği temizlik hassasiyetini Diyanet ve Müftülükler de yakalar ve bahane üretmezler.   * çok ciddi sorunlar var.) Bunları isteyen mealinden öğrenebilir. Derdini(!) anlatacak kadar İngilizce, Almanca, Judo, Karate, Yoga öğrenme konusunda gösterdiği merakı ve azmi insan biraz Arapçaya verse mükemmel olmasa da derdini anlayacak kadarını öğrenebilir. Çünkü insanın ebede gitmek, bu dünyada Allah’ı anlayabilmek gibi ulvi bir derdi vardır. Müslümanım diyenlerin de yaptıkları hatalar kesinlikle İslam’a veya toptancı zihniyetle tüm diğer Müslümanlara kesilmemelidir.

Her neyse konuyu daha fazla dağıtmayalım, malum işimiz çok.

Vesile olanlardan Allah razı olsun. Olumsuz düşünenler tekrar düşünsün.

Sayın Cumhurbaşkanımızın dönemine nasip oldu. Ama Allah’a şükür bu gurur HEPİMİZE aittir. Böyle BÜYÜK GURURLARI DESTEKLEYEN HERKES KAZANIR.

Uzun parantezler için bağışlayın.

İbadetle kalalım.

9 Temmuz 2020 Perşembe

Bizimle çalışır mısınız?

Urgurlar arçelik mağazamızda çalışacak bay/bayan personele ihtiyaç vardır.
Başlangıç ücreti:  asgari ücret+sigorta

Sürekli iş arayan arkadaşların başvurması rica olunur. 

Telefonla veya mesajla iletişime geçilmeyecektir.

Detaylı bilgi almak için urgurlar arçelik Acıpayam mağazamızda Turgay URGUR
ile görüşünüz. 


15 Mayıs 2020 Cuma

Görerek Öğrenememe

Uzun zamandır 'görerek öğrenememe' gibi bir sorunumuz var.

Anneden, babadan görüyoruz ama bir türlü öğrenemiyoruz. Cahilce ve bitmez bir ısrarla bizzat her sorunu kendimiz yaşamak istiyoruz. Çok zaman alsa da, bir çok maddi ve manevi kayıp olsa da illaki bedelleri göze alıp kendimizi riske atıyoruz. Lakin sonuç genellikle onların dediği yere veya o yerin yakınına çıkıyor. Çünkü hayat aynı girdilerle  çok nadir farklı çıktılar veriyor.

Doğru, haklısınız. Onlar ve tüm diğer evvelkiler de mükemmel hayatlar yaşamadılar. Hataları oldu. Fakat bizim ilk dersi hatalardan çıkarmamız gerekmiyor muydu? Zaten onlar da hep şunu demedi mi? 'Bak ben şunları yapmadım ve böyle oldu.' 'Keşke şunu yapmasaydım.' demediler mi?

İnsan gitmediği Eyfel kulesine hayran, son model çelik, plastik ve binlerce parçadan oluşan arabalara hayran, yani hem cinsinin yaptığı birçok şeye hayran. İyi güzel de; etten, kemikten ve yoktan yaratılışına neden hayran değil ki? Gözü hayran olduklarından daha mı az değerli? İskeleti, kalbi, beyni, ruhu, konuşması, sevebilmesi, hücresi daha mı az değerli? 









  

12 Mayıs 2020 Salı

Vardır

Varlıkta bilinmeyenler vardır.

Hep gözünün önünde, avucunun içinde olup da 'varlığı' hiç bilinmeyenler vardır.

Hani şu 'tümden gidince' yavaş yavaş, usul usul değerini anlamaya başladıklarımız var ya tam da onlardan bahsediyorum.

Onlar dediğime bakma. İşin gerçeği onlar değil. O.

O ... yani hayat.

Yaşamak ve yaşadığını sanmak arasında çok fark var.

Sorun o'nun içinde olanları ayırmaya başladığında başlıyor.

Mesela; bilgiyle tevazuyu, inançla tevekkülü, edeple sabırı ayırınca bir şeyler yanlış gitmeye başlıyor ve bu yanlış gidenler başka yanlışları beraberinde getiriyor.




BİLİM KURULU

Kanaat, israf, eğitim, şehircilik, çevre, sanat, spor, ahlak, yardımlaşma konularında da bilim kurullarımız olsa ne de güzel olur. 

Her hafta bizleri yönlendirseler ve hepimizi ilmi bir şekilde doğruya sevk etseler.

Yanlış yapanları önce uyarsalar ve çok gerekirse cezalandırsalar.


6 Mayıs 2020 Çarşamba

Ah şu madalyon (5)

Doğa birazcık kendisine gelmişken; keşke TV'lerde aynı konuları konuşmaktan ziyade israftan, temizlikten, doğaya ve hayvanlara saygılı olmaktan da konuşulsa ne de güzel olur.

Çünkü şu geçen günler çok güzel bir fırsat olabilir.

Evlerde ibadetlerden, kitap okumaktan ve bir birimizle hoş Ramazan sohbetleri yaptıktan sonra arta kalan zamanda malum az da olsa TV izliyoruz. Her kanalda benzer konular var ve belirli süre sonra sıkılıyoruz. İşte bunu artıya çevirmek için hepimize hem ilmi, hem dini, hem insani olarak temizlik, saygı, kanaat, iktisat anlatılsa ne de güzel olur.

3 Mayıs 2020 Pazar

kim3

konuşmayı istememek veya ne istediğini bilmemek,

ve beklediğin o sesi duymak: 'Zaman doldu.'

hayat kazanmak veya kazanamamak değil.

2025 Açılış Konuşmam

 İnsan neyi özler? Sevgiyi, huzuru, barışı, başarıyı, umudu özler. Bunun en doğru yerlerinden birisi Siz sevgili çalışkan, dürüst ve güzel a...