GÖLGEMİ YAK
Hüznüm dikenli sarmaşıklarda kaldı,
Ruhum bir gece yarısı sokağa bırakıldı,
Ellerim kimsenin kapısına varmadı,
Üşüyen gölgem sendeki hârdı. (Hâr=diken) (har=sıcaklık) (hâr-ı fürkat ::: ayrılık
dikeni.)
Kanadıkça dolandı yapraklar,
Yalnızlıkta gurbet gibi ‘el’ sokaklar,
Her kapıda tanımayan uzak bakışlar,
Üşüyen gölgemden beyhude! bendeki kaçışlar.
Hüznüm sarmaşıkta kurur yapraklar gibi,
Geceleyin ruhsuz bir beden sokakların dibi,
Şehir yüzüme kapanır düşman misali,
Üşüyen gölgem yalnızlığın vicdan timsali.
GÖLGEMİ YAK!
Isınsın mazin,
Dikenli sarmaşıklardaki yapraklarla birlikte hüznüm de alsın
nasibin.
Alev alev üstüne insin,
Dumanından üstüne nefret, kin sinsin.
SÜRGÜLÜ Kapılar açılsın,
Yanan ruhumdan sahte dostlara şenlik saçılsın.
GÖLGEMİ YAK!