Şuur;
düşünceden beslenir, görgü ile kalıba girer ve davranış olarak kendisini
gösterir. Düşünce eksikse, görgü yoksa davranışta samimiyetsizlik olarak
kendisini ele verir.
Sözlük
şuur için kısaca BİLİNÇ der. Allah (C.C); ayette e fe lâ
tezekkerûne ‘Hiç düşünmüyor musunuz?’ diye
açık bir şekilde kullarını bilince yani şuura davet eder.
Batıyı ortaçağdan
çıkaran şuurdur. Veya şuur arayışıdır. Doğru; belki de sadece maddi yaralara
merhem olmuştur ve kendisi gibi düşünenlere hizmet etmiştir lakin bugün tüm
dünya kanıksamış bir şekilde aydınlanma, sanayileşme ve teknolojik atılımların
sağladığı imkânları kullanmaktadır. Kanıksamış şekilde çünkü aslında içten içe -dışa vuramadığı bir memnuniyetsizliği yaşamaktadır.
Örneğin; petrolü Akdeniz kıyılarından alıp götüren gemiler, Ortadoğulu için hiçbir
zaman cruse gemisi olamamıştır. Cruse’u bir kenara bırakalım, petrolü taşıyan
yük gemisinin mülteci için 1 adet filikası bile yok. Bu bağlamda aslında
batılının şuuru materyalizm ile esnek bir kafesle kafeslenmiştir. Gelişimini
kendisi için kendince yapmaktadır. Hümanizm batılının şuuru için slogandan
ibaret kalmıştır. Bugün Greenpeace bile -eğer samimi ise- batılının hümanizm sloganından
çok daha ötesini başarmıştır. Evet… gizli pazarlıklara inat sokakta küresel
savaşlar için soyunan kadının yaptığı aksiyonun ‘cesaret boyutu’; ister yazar
olsun, ister sıradan bir vatandaş olsun herkes için gözlemlenmeye değerdir. Evet
…. Bugün dünyadaki zulme karşı, ben Müslümanım diyen adamın en hafif itiraz
şekli olan buğzunu bile nadir görmekteyiz.
Will Durant;
“Medeniyet bir miras değildir; her nesil onu yeniden inşa etmek zorundadır.” der.
Bu, şuurun güncellenmesi mevzuudur. Yani Osmanlı’nın yapamadığı olaydır. Her nesil
ifadesine burada her bireyi de ekleyebiliriz. Şuur düşünce ile güncellenmezse ‘tekamüle’
yenik düşer. Çünkü insanın gelişmesi sınırlı değildir. Sonsuzluk arayışı,
merak, hayal bu sınırsızlığın nüvelerdir. “İnşirah suresi; ‘Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.’ Fe
iza feragta fensab.” İlahi fermanıyla insan şuurun aktivitesini kullarına farz
eder. Bacon; ‘Deneyiniz, deneyiniz. Denemeden hiçbir şeye inanmayınız.’ der.
İnsan, şuur güncellemesinde farklı yazarları, farklı tarihçileri yani kısaca
farklı düşünceleri kendisine uyarlamalıdır. Faydalı gördüklerini denemelidir. Basit
ifadesiyle bu; ‘faydalı işlerle meşguliyettir’. Ekin bir deneydir, şiir bir
deneydir, fen bilimleri bir deneydir. İnsan bu deney-denemeler sonucunda
kalemi, kâğıdı ve silgiyi bulmuştur. IŞIĞI BULMUŞTUR. Keşke bugün çöpü yerden
alan bir çocuğun masum şuurunu, Çanakkale’de ölüme giden 15 yaşındaki
kahramanın çelik şuurunu insanımıza anlatabilseydik.
Devam edecek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder