Güne besmele ile başladı. Aynaya baktı ve varlığına
şükür etti. İçinden dedi ki: “Allah’ım verdiklerin için ne yapsam azdır ve
asla, hiçbir zaman Senin verdiklerinin şükrünü tam manasıyla yapamam. Sen
bizleri koru.”
Temiz
elbiselerini giydi. Eşine ve çocuklarına baktı.“Allah’a emanet olun.” dedi.
Yolda her
zaman rutin olarak okuduğu duaları okudu. İşiyle ilgili yapacaklarını kısaca
aklından geçirdi. Unuttuğu bir şey var mı diye zihnini kontrol etti.
İdeoloji
düşünmeyi, siyaset yapmayı, başkalarını eleştirmeyi bırakalı 5 yıl olmuştu. Sade
vatandaş, sade insan olmak istiyordu.
Evdeki eşyalarını
‘fazla düşünceleriyle’ birlikte sık sık atmıştı. Kimseye verme gereksinimi bile
duymadan doğrudan atmıştı. Bu ona acayip bir rahatlık ve hafiflik veriyordu.
Çok şey
ifade eden BİR şeyin farkına varmıştı. İnsan ne düşünüyorsa oydu. Konuştukları,
yaptıkları, mutlulukları hep bu düşündükleri ile doğrudan ilgiliydi. Bu nedenle
aklını, emeğini, konuşmasını, çalışmasını onu var edene vermek istedi. Hayatının
en iyi değil TEK iyi kararını vermişti. Çünkü gerisi boştu. Bu karardan sonra
eşine, çocuklarına ve hayata, bilhassa ölüme bakışı değişti.
(devam
edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder