27 Haziran 2016 Pazartesi

Öğretmenler Mankurtlaştılırıyor. (1)


(Yaklaşık 10 seriden oluşacak bu yazı dizisindeki tüm olaylar hayal ürünüdür. Metaforik  ilkel bir zamanın eğitim sistemi anlatılmaktadır. Başarısızlığı, bilgi-üretememeyi, gelişmiş-medeni bir toplum için bir şey yapamamayı dış etkenlere bağladığınız sürece keyifle okunabilecek bir yapıdadır. Yani kısaca; üzerinize almadığınız takdirde her şey yolundadır. Zaten bu yazıda geçen öğretmenler öleli yaklaşık 700 yıl olmuş, yazıda geçen öğrenciler de elin(gavurun) evladıdır. Anlaşılacağı üzere ne sahiplenmeye  ne de üzülmeye gerek vardır. Literatürde ‘vicdan muhasebesi’ denilen mefhum da henüz yoktur. )

Ortaçağ Avrupa’sındayız. İnsanlar mevkilere bilgileriyle değil siyasi ve vb yakınlıklarıyla geliyor. Güncel tabirle yalakalık yapıyor, ‘abiciğim-abiciğim’ söylemi geliştiriyor. Kimsenin ‘işi ehline vermek’ gibi bir derdi yok. Kimse toplumun ahlaki paçozluğundan, bilimden uzaklığından rahatsızlık duymuyor. Çünkü yaşamı idame ettirmek adi bir akıl oyunu üzerine kurgulanıyor.  

Ve böyle bir zamanda ‘Ütopya’ isimli bir gazetede; yazarın birisi, özgürlükten, sanattan, bilimden, görgüden bahsediyor. İnsanlar henüz yasak olan bu gazeteyi büyük bir zevkle gizli gizli okuyor. Gazete çok hoşuna gidiyor çünkü insanların içinde bu konulara karşı müthiş bir istek var. Lakin kimse bunları konuşmaya, anlatmaya cesaret edemiyor.  Bu zamanlarda köylünün birisi ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.’ Diyor . Ve bu söz darb-ı mesele dönüşüyor.

Bu yazarın eğitim hakkında yazmış olduğu bir makale yüzyıllar sonra antik bir şehir kazısında bulunuyor.

Yazı güncel bir dile çevriliyor. Yazar bu yazının 4 duvarı ayna olan bir oda da okunması gerektiğini söyledikten sonra söze başlıyor…..

3-4 veya 300-500 talebe fark etmez. Eğitimin koordinasyonunu doğru adamlara verin. Ne Üniversite eğitimi almış hocalarınızı ne de ülkenizin geleceği olan evlatlarınızı  egosu tavan yapmış, Milli ve manevi değerleri olmayan insanlara emanet etmeyin. Eğer bu hataya düşerseniz; o kadar laf salatası, adamsendecilik,  türlü lafazanlık ve şekilcilik sizi kurtarmaz.  


Ayırıma, kötü davranışa, boş laflara maruz bırakılmış eğitimciler öğrencilerine adaleti, iyiliği ve bilimi anlatamaz. 

Turgay URGUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...