(Yaklaşık 10 seriden oluşacak bu yazı dizisindeki tüm
olaylar hayal ürünüdür. Metaforik ilkel bir
zamanın eğitim sistemi anlatılmaktadır. Başarısızlığı, bilgi-üretememeyi,
gelişmiş-medeni bir toplum için bir şey yapamamayı dış etkenlere bağladığınız
sürece keyifle okunabilecek bir yapıdadır. Yani kısaca; üzerinize almadığınız
takdirde her şey yolundadır. Zaten bu yazıda geçen öğretmenler öleli yaklaşık
700 yıl olmuş, yazıda geçen öğrenciler de elin(gavurun) evladıdır. Anlaşılacağı
üzere ne sahiplenmeye ne de üzülmeye
gerek vardır. Literatürde ‘vicdan muhasebesi’ denilen mefhum da henüz yoktur. )
Ortaçağ Avrupa’sındayız. İnsanlar mevkilere bilgileriyle
değil siyasi ve vb yakınlıklarıyla geliyor. Güncel tabirle yalakalık yapıyor, ‘abiciğim-abiciğim’
söylemi geliştiriyor. Kimsenin ‘işi ehline vermek’ gibi bir derdi yok. Kimse toplumun
ahlaki paçozluğundan, bilimden uzaklığından rahatsızlık duymuyor. Çünkü yaşamı
idame ettirmek adi bir akıl oyunu üzerine kurgulanıyor.
Ve böyle bir zamanda ‘Ütopya’ isimli bir gazetede; yazarın
birisi, özgürlükten, sanattan, bilimden, görgüden bahsediyor. İnsanlar henüz
yasak olan bu gazeteyi büyük bir zevkle gizli gizli okuyor. Gazete çok hoşuna
gidiyor çünkü insanların içinde bu konulara karşı müthiş bir istek var. Lakin
kimse bunları konuşmaya, anlatmaya cesaret edemiyor. Bu zamanlarda köylünün birisi ‘Bana dokunmayan
yılan bin yıl yaşasın.’ Diyor . Ve bu söz darb-ı mesele dönüşüyor.
Bu yazarın eğitim hakkında yazmış olduğu bir makale yüzyıllar
sonra antik bir şehir kazısında bulunuyor.
Yazı güncel bir dile çevriliyor. Yazar bu yazının 4 duvarı
ayna olan bir oda da okunması gerektiğini söyledikten sonra söze başlıyor…..
3-4 veya 300-500 talebe fark etmez. Eğitimin koordinasyonunu
doğru adamlara verin. Ne Üniversite eğitimi almış hocalarınızı ne de ülkenizin
geleceği olan evlatlarınızı egosu tavan
yapmış, Milli ve manevi değerleri olmayan insanlara emanet etmeyin. Eğer bu
hataya düşerseniz; o kadar laf salatası, adamsendecilik, türlü lafazanlık ve şekilcilik sizi kurtarmaz.
Ayırıma, kötü davranışa, boş laflara maruz bırakılmış eğitimciler
öğrencilerine adaleti, iyiliği ve bilimi anlatamaz.
Turgay URGUR