2 Ağustos 2013 Cuma

İşte yeniden...


İşte yeniden…

 

Ağustosun geldiğini bloğumdaki tarih değişince fark ettim. Günleri bile takip edemezken kim bilir daha neleri kaçırıyorumdur da haberim yoktur. Zaman o kadar hızlı ki! Düşünce bile ona ayak uyduramıyor. İnsanın tek yapması gereken herhalde bu gidişte kendisini sadece sağlama almak olsa gerektir diye düşünüyorum. İnsana zamanın ne önünde ne de gerisinde yer var.

 

Bir günün içinde neler kıymetlidir ki? Dostlarla yapılan sohbet mi? İbadet mi? Okumak veya yazmak mı? Bir günü baştan sona düşünsenize; ne için yaşıyoruz? Dün ne için yaşadık?

 

Hayattan edindiğim tek tecrübe yorgunluk. İnsanları hali ya da halsizliği veya basitliği hayatın içinde detay bile değil. Yalnız geldik, yalnız gideceğiz. Peki, insan geliş ve gidişin hep yapayalnız olduğu bir hayatta nedendir ki yalnız yaşamayı halen daha benimseyemedi veya kabullenemedi?

 

·              *          * 

 

Aranızda düşüncelerine dost bulan(bulabilen) birisi var mı? Düşünce dostu sizi olduğunuz gibi kabul eder ve sizinle konuşur. Sizi dinler, size şans verir.

 

·              *            *

 

Bu şehir, yıkılan şehirler gibi gururlu ve isyankâr. En büyük isyanı ise zamana meydan okumak.   

Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...