1 Ocak 2023 Pazar

KIŞ 2

 ‘Hakiki ve elemsiz lezzet yalnız imanda ve iman ile olabilir.’ (BSN)

Her şeyi en kısadan özetliyor.
İnanan haram yiyemez,
Çalamaz,
Kötü konuşmaz,
İlmini insanların yararına kullanır,
Haram içmez,
İnsanları üzmez,
Öldürmez,
Devlet malını, çevreyi, aileyi, sağlığını korur,
Kazandıklarından verir,
İyi huylu olur.
Yani tüm yasaklardan kaçar.
Ayetlerde geçtiği gibi kazandıklarından Allah yolunda harcar.
Hatalarından dolayı pişmanlık duyar.
* * *
Sevgili Dostlar, hayat son yıllarda ne kadar da hızlı geçiyor, değil mi?
Tüm medya araçları hepimizi gerdikçe geriyor.
Birileri bizleri durmadan kutuplaştırıyor.
Kendimiz gibi olmaya bile şans vermiyor.
Geriliyoruz, çok çabuk kızıyoruz, çok çabuk eleştiriyoruz.
Aynı şeyleri duymaktan, tv tartışma programlarından bıktık. Usandık.
Ve bir çıkış yolu arıyoruz.
* * *
Yol bence hiç değişmedi.
İnsan oğlu ve insan kızının ilk gününden bu yana doğru yol hiç değişmedi.
Yol belli.
Yol: kulluk yolu.
Kul olduğumuz yol.
Çünkü sadece kulluk için yaratıldık.
* * *
Başka yolları deneyenler bir şey elde edemedi.
Onları bugün kimse hatırlamak bile istemiyor.
Oysa Yusuf ( As) hala sadakat örneği,
Eyüp (As) sabır örneği,
Hz. Ebubelkir hala en sadık dost,
İbrahim ( As)’in ateşe atılma anındaki güveni hiç azalmadı,
Alemlere Rahmet Efendimiz hala ve sonsuza dek Peygamberimiz.
* * *
O’nun yolundan dönmeyiz. O’na layık olmak için elimizden geleni yapmaya devam ederiz.
O‘nu dinleriz. O’nu anlamaya çalışırız.
O’nu anlamadan başka birilerini anlamaya ve okumaya çalışmak insana bir şey vermedi, vermeyecekte.
* * *
İnancın gereği bizden istenildiği şekilde yaşamaktır.
Allah kulundan ne istiyor?
Bu sorunun cevabı Kitapta yazılı.
Peygamber Efendimiz de bizzat yaşayarak göstermiş.
* * *
Zaman eskisinden de hızlı değil mi? Dostlar.
Aman! Elimizi çabuk tutalım.
Kendimizi aşmadan hiç bir şeye başlayamayız.
Bismillah diyerek önce kendimizi aşalım.
Gerisi Allah’ın izniyle olacaktır.
Çünkü İNANIYORUZ VE ÜSTÜNÜZ.
Turgay Urgur

KIŞ

 Kış yaklaşıyor. Malum tüm mevsimlerin kendine özgü güzellikleri var. Yeter ki! Görmek ve ‘o güzellikleri’ yaşamak isteyelim.

Mevsimler gibi farklı insanların da kendine has güzellikleri var.
Hem mevsimler hem de insanlar aslında bizden tek bir şey; ‘Onlara zaman ayırmamızı istiyor.’
Sıcak bir çay hem kışa hem de dostlara her zaman iyi gelmiştir.
Kışlar ve ömürler elbette bitecek. Yapabileceğimiz tek şey: her ikisinin de güzel anılarla geçmesini sağlamak.
Geçmiş kışlara ve zamana bakıp bu kışın hazırlığını iyi yapmak lazım.
Muhabbetler, gülüşler ve paylaşımlar eminim bu kışı da sıcak tutacaktır.
Selam ve dua ile;
Turgay Urgur

13 Aralık 2022 Salı

Beni aldığın yere bırak!

 Beni aldığın yere bırak!

Saatini, gününü, yılını tutturamazsın,
Ama aynı yere bırak!
Masraflar ödendi,
Gidildi, gelindi,
Yenildi, içildi,
Vakit hayli geçti,
Beni aldığın yere bırak!
Ne vakti kardeşimmmm,
İçimizden bir mazi,
Mazimizden bir gelecek geçti.
Param, pulum değil;
İnsanlığım tükendi,
Bari son bir iyilik yap da,
Beni aldığın yere bırak!
Ben orayı özlüyorum,
Orada teselli buluyorum,
Orada dinlenip,
Kendimi sadece orada kaybediyorum,
Burası olmuş, orası yokmuş; senin için çok şey ifade etmez,
Beni aldığın yere bırak!
Biliyorum çok değişti,
Eskisinden eser kalmadı,
İki kişinin sığmayacağı kadar daraldı,
Ama gariptir! Orasını hala dün gibi seviyorum,
Sen yavaş yavaş git, geç kalma!
Ama önce beni aldığın yere bırak!
Merak etme! Biliyorum,
Orası artık bir bitiş,
Bile bile bir bitişe gidiş,
Bu hal senin bilemeyeceğin bir iş,
Beni aldığın yere bırak!
Şimdi tam zamanı,
Soru sormayı bırakalı çok oldu,
Düşünmemeyi bile öğrendim.
Sadece bakıyorum,
Duyuyorum,
Ve anında unutuyorum.
Konuşmak ise artık çok basit:
‘Borcum kaç lira?’
Sadece aldıklarımı ödüyorum,
Benim adıma alınanları çoktan ödedim.
Onun için parası neyse vereyim,
Beni aldığın yere bırak!
Ama aynı yere bırak!
Bu saatten sonra yargılama,
Karalama,
Sorgulama yok!
Anlaşılma beklentisi,
Pişmanlık çehresi,
Gibi antin kuntin hisler hiç yok!
Yokun kendisi de yok!
Sadece beni aldığın yere bırak!
Zor bir istek mi?
İmkansız mı?
Peki yaaaa….
Ben seni ta oradan alıp ömrümün sonuna kadar götürmüş,
Hayatımın her saniyesine koymuş,
Geçmişimi silmiş,
Varlığımı sana emanet etmiş,
Ruhumu sana vermiş,
‘Al hepsi senin olsun.’ demiştim,
Ve sen de almıştın.
Ben ise senden tek bir şey istiyorum:
Beni aldığın yere bırak!
Turgay Urgur

26 Kasım 2022 Cumartesi

Balzac vs Bediüzzaman

 Balzac Goriot Babada yanlızlığın girdabına sürüklenmiş bir insanı, Fransanın sokaklarını anlatır. Burjuva sınıfının yıktığı değerleri, mülk ve para edinme derdini, Fransız Devrimi’nin yarattığı alt üst oluşu resmeder.

Bediüzzaman ise zemin ve göklerin bir hükümetin iki memleketi gibi alakardarlığını, semanın sükut ve sükunetini, şecere-i hilkatin son cüz’ü olan beşeri, arzın azamet-i maneviyesini, yine arzın mezkur hikmetlerden neş’et eden süratli değişimini; insandaki kalb, akıl, sır, ruh, hayal gibi kuvveleri, kabirdeki insanı, insanın kainata olan muhtaç ve alakadarlığını anlatır.
Bakış açısı tabiki de baktığın yere, bakabildiğin yere göre değişir.
Turgay Urgur

TÜKETME


Eşine bir tatlı gülüşü,

Evladına bir öpücüğü esirgeme!

Annenden helalliği,
Babandan hayır duayı ihmal etme!
Hayatı uzun sanma,
Boş lafla daha da kısaltma!
Harama dalma,
Namazı, zekatı, orucu unutma!
Şimdiye kadar ayırdılar,
Kardeşi kardeşe kırdırdılar,
Şucu, bucu diye çok oyaladılar,
Bu işlere artık aldanma!
Yılların, günlerin değil;
Saatlerin hükmü kalmadı.
Ölüm hep aynı,
Değişmedi,
Aklını başına al!
Kendini bu dünyada ebedi sanma!
Al-sat bitmez,
Dedikoduyla ömür geçmez,
İnsanı kendinden başkası bilmez,
Çareyi elde arama!
Dost çok azdır,
Asıl ihtiyaç olan Yar’dır,
O’nunla hayat Vardır,
Sağa-sola boşuna koşma!
Koşma kardeşim koşma!
Dur! Biraz soluklan,
Nefes al!
Kendine gel!
Bir bardak su iç!
Elhamdulillah de!
Şükret!
Sus!
El aç!
Secdeye var!
Eğil!
Düşün!
Ağla! Ağla kardeşim!
Ağla ve kendine gel!
Tükettiğin yeter!!!
Tükettiğimiz yeter!!!
Zamandan başladık,
Sağlıkla devam ettik.
Parayla bitiremedik,
Sevgiyle devam ettik.
Tükettikçe tükettik.
Aşkı da tükettik,
Hürmeti de tükettik,
Şefkati de tükettik,
Doğayı tükettik,
Yetmedi!
Benliği tükettik.
Yetmedi!
Düşünceyi.
Yetmedi!
Duyguyu.
Elde var:
Hakikaten elde ne var?
Evine gidebildiğin kaç kişi?
Dara düştüğünde arayan?
Bir meydana çağırsan?
Yeni bir işe girişsen gelen?
Ayrılsan barıştıran?
Hasta olsan soran?
Ölsen gömecek kaç kişi var?
Komik,
Trajikomik!
Tüketme kardeşim tüketme!
Yeter artık tüketme!
Sadakati,
Güveni,
Vefayı tüketme.
Selam ile başla,
Sadeleşme ile devam et!
Duaya ve namaza başla,
En azından ömrünün geri kalanını TÜ KET ME
( nefsime bir tokat mahiyetinde yazılmıştır, aman kimse üstüne almasın!)
Selamlar
Turgay Urgur

TATLI DİL

 Tam olarak kaç yıl sürdü bilmiyorum. Belki izlemişsinizdir, star tv’de bir ara pop star diye bir yarışma vardı. Juri üyeleri arasında Büyük Usta Orhan Gencebay da vardı. Bilenler bilir. Kendisini severim ve dinlerim. Tabi pop stardaki Orhan Gencebay’ın hayatımda daha daha başka bir yeri var. Müsadenizle paylaşayım…

O kadar yarışmacı geldi geçti ve Orhan Abi hiç birisine hiç bir zaman zerre kadar olumsuz bir şey demedi. Her zaman; ‘Daha güzel olacak, minik bir iki hata vardı ama düzeltilir.’ şeklinde cümleler kurdu. Yani kalp kırmadı, inciltmedi, üzmedi. Öğretmenliğimde bu yaklaşımı model aldığım doğrudur.
İşin özünde; Orhan Gencebay’ın bu yaklaşımı bize Hz. Musa’nın firavunun yanına giderken aldığı ‘Tatlı dil’ (kavli leyn) ikazını, Peygamber Efendimizin merhametini ve yumuşak huyluluğunu hatırlatıyor.
Evet Sevgili Dostlar; tatlı dile, inciltmeyen söz ve yazılara, güzel ve olumlu düşüncelere öncelikle insanın kendisine ‘kendisi için’ ihtiyacı var. Dahası HER ZAMANDAN daha çok ihtiyacımız var. Malum keskin sirke küpüne zarar.
Eğer yaşadığımız şehirler, evler, çarşılar, meclisler, kahvehaneler, dükkanlar, pazarlar, okullar, sınıflar, sivil toplum kuruluşları, parklar, sokaklar; medeniyet ve kültürle buluşacaksa ve eğer KALPLERİMİZ HUZUR BULACAKSA bunun başlangıcı sürekli ve samimi olan SEVGİ, HÜRMET diliyledir.
Geçmişi ve dünü, geçmişten gelen elemleri bir kenara atalım. Dua ile tövbe ile yok edelim.
Acıpayam için, ailelerimiz ve çocuklarımız ve de KENDİMİZ için Peygamber Efendimizin latif, tatlı, merhametli dilini HUY edinelim.
Turgay URGUR

19 Ekim 2022 Çarşamba

BELGE (1) /

 

*Resimsiz yazılardandır.
(Belgeler gözyaşı mahiyetinde ve dua niyetiyle son çarelerim olarak Arza sunulmuştur. Çaresizliğin dile gelebilişi bir çare olarak 3-5 satırla yazıya dökülmüştür. Sandukçanın evvel yazılarında olduğu gibi dertli de, çare arayan da anca kendimdir, anca kendimdir. Tekrarlardan sıkılan olursa yapacak bir şeyim yoktur çünkü istemek, dilemek hep tekrarlıdır. Rızası hedef, Rızası düstur, Rızası kafidir.)
Kemiklerim toprağı ile ilk yaratılış toprağım bir birine karışmış,
‘Bugün’ bile çoktan ölmüş.
Aradığım teselliler bulununca ayrı ayrı dert olmuş,
Hiçlikten gelip hiçe gitmek ne acıdır, hem de tarifsizdir; hem de ‘hiçliği düşünmek, hiçlik düşüncesinin girdabına düşmek’ insan hayatına bir boyunduruktur.
Oysa, işin aslı; var edilmenin hediyesi sonsuz hayattır. Varlık Var Edenin muhatabı olmaktır, değer görmektir. Değer gösteren, değer veren elbette ziyan etmeyecektir.
Şükür gelecek nimetler için teminat senedi değil, zaten verilmişlere şuurlu bir teşekkürdür.
Umutlu değilim, eminim. Çünkü inanıyorsak üstünüz. İnandığımız gibi yaşamaya devam ettiğimiz sürece de her daim emin kalacağız.
Mesele şuuru yitirmemek, kendini kaybetmemektir. En küçük bir harama ‘haram’, en basit bir doğruya ‘doğru’ diyebilmektir. Saf ayağına yatmamaktır.
‘İnanan’ görmezden gelemez. Geliyorsa büyük sorun var demektir. Kendi ölümünü kendine yediremiyorsa, kendine konduramıyorsa; evladına, annesine, babasına, eşine bakmalı. Çünkü bazen göz kendini görmek istemez ama illaki kendi dışındakileri görür. Eriyişi görür. Faniliği görür. İşin aslı ise faniliği bilmektir, bence faniliği idrak etmiş olan herkes ermiştir. Ermek elbette eriyişten geçer. Aşk ile eriyişten geçer.
‘İstemek’ en kolayıdır. İnsan mahirdir. Eliyle ister, diliyle ister, gözüyle ister. Hatta hiçbir şey yapmadan bile isteyebilir. Çünkü bilir. İsterse ona verilecek. Ama herhalde en güzeli gözyaşıyla istemektir. Çünkü gözyaşında emek vardır. Direnmek vardır. Ağlayan insan, ağlayabilen insan nefsine direnendir.
Hele o gözyaşlarına bir de Ebu Zer’e atfedilen şu dua dilleniverirse; gayrisi epey bir yakindir.
"Allah'ım! Senden daimi bir iman dilerim.
Allah'ım! Senden korkan bir kalp niyaz ederim.
Allah'ım! Senden yararlı ilim isterim.
Allah'ım! Senden doğru bir yakin, derinden inanmak dilerim.
Senden afiyetin tamamını ve devamını dilerim.
Senden afiyetin gereği gibi şükretmeye beni muvaffak kılmanı dilerim.
Ayrıca beni kimseye muhtaç etmemeni de dilerim."
Dünyadaki en güzel ikiliklerden birisi de ‘gözyaşı ve sözdür’ herhalde. Gücü Sahibine teslim eden bir zaaf, Kudreti Sahibine teslim eden bir acz. İnsanı güçlendiren bir şuur. Acizlik ve zaaf şuuru. Yani ‘Ben muhtacım.’ diyebilmek, sadece kendim için değil ‘Her şeyim için muhtacım.’ Bunu ‘bile bile’ istiyorum. Yani her şeyine muhtaçlığımı bile bile istiyorum. Ver Allah’ım. Ölüme dek yetecek bir irade, beni terk etmeyecek bir sabır ve kulluğu unutturmayacak bir şuur ver. Duam olmasa hükmüm yoksa hükümsüzlüğüme dua nasip eyle.
Ey! Duamla yükümü azaltan, şanımı yükselten, zorlukla beraber kolaylığı veren Allah’ım; yorulunca başka işlere yönelmeme kuvvet ver. Çünkü Senden başka kapım yok. Çarem yok.
Ey mütefekkir, ey şuur, ey kul, ‘Ey Müslümanım.’diyen, en kul; ölüm yokmuş gibi davranma. Haykır! Doğruyu ahrette herkes bulacaktır.
Asıl cesaret yaşarken konuşmaktır. Kimsesiz odalarda herkes karhamadır. Mesele nefese cesaret katmaktır. Mihenk bellidir. Allah razı mıdır? Yapılan eylemde, konuşulan sözde O’nun rızası arandıkça ne bir sorun vardır ne de korku. Cesaret ile söylenen söz bir defa baş kestirir ama bir defa baş kestirmek binlerce defa kendi beynine, kendi vicdanına, kendi ruhuna küsmekten iyidir.
(devam edecek….)
Turgay URGUR

12 Eylül 2022 Pazartesi

2022 Açılış Konuşması

Sayın Müdürüm, Müdür yardımcılarım, Saygıdeğer Hocalarım, Sayın Velilerimiz ve Canlarımız, Umudumuz, Geleceğimiz Sevgili Gençler; 

Sabahları bazen yakama okulumuzdaki güllerden takıyorum. Tabi bu güller bir kaç gün sonra ister istemez soluyor. Ama bu bahçenin asıl gülleri, asıl çiçekleri sizlersiniz. Çünkü Sizler Mustafa Kemal Atatürk ve yüzbinlerce şehidin kurduğu Cumhuriyetin çiçeklerisiniz. Çünkü Sizler yakalarımızda değil kalbimizdesiniz. 

Bir gün çarşıda okulumuzdan bir kaç öğrencimiz ile sohbet ederken yanımıza çok değer verdiğim, fikirlerini önemsediğim bir abimiz geldi. İllaki gençlerimize güzel ve faydalı bir kaç cümle söyle diye sözü ona bıraktım ve 'Abi bu gençlerimize ne tavsiye edersin?' dedim. İyi ki de dedim. Çünkü benim de yıllar boyunca arkadaşlarımla, öğrencilerimle tekrar ve tekrar paylaşabileceğim bir kaç cümle söyledi. 

Dedi ki: İster kamuda görevli olun, ister özel sektörde çalışın, pazarda ürün satın, sporcu olun, sanatçı olun, işçi olun, mühendis olun fark etmez. O sizin tercihinizdir. Ama ne olursanız olun! En iyisi olun. En iyisini siz yapın. İnsanlar o alanda sizden iyisini çok zor bulsunlar. 

Mesele işte bu arkadaşlar! En iyisi olmak için çalışalım. Biz öğretmenler en iyisi olmak için çalışalım, siz öğrencilerimiz en iyisi olmak için çalışın. Allah'ın izniyle başaracağız. 

ÖSYM sınav sistemi bizden çok kitap okuyan, çok soru çözen ve mesleğini tanıyan kişiler istiyor. Bol bol kitap okuyalım, bol bol soru çözelim ve 9'dan itibaren meslekleri, üniversiteleri tanıyalım. Biz hazırız gençler. Görüyorum ki Sizler de hazırsınız. 11. ve 12. sınıflara baktığımız zaman kendilerini tamamen sınava şartlandırmış olarak görüyorum. Hakeza 10.sınıflar geçen seneyi son derece verimli geçirdiler ve bu sene aramıza orta okullarını çok başarılı tamamlayan 9.sınıflarımız geldi. Canlarımız hep birlikte sınava yönelik bizleri doğru üniversiteler ile buluşturacak işler yapalım. Düzenli çalışmaktan başka çaremiz yok. Bizler sizden istediğimiz çalışmaların TYT, AYT ve YDT sınavlarında sizleri başarıya götürecek formatta olması için azami gayret göstereceğiz.    

Gençler bazen teneffüslerde sizlerin arasına katılıyorum. Ve bir şey itiraf ediyorum. Sizlere imreniyoruz. Güzel konuşmalarınız, güzel niyetleriniz ve gayretleriniz için Size diyorum ki! Diyebileceğim en değerli cümleyi söylüyorum. 'Allah sizlerden razı olsun.' Sizleri bugünlere kadar bu şekilde çalışkan, dürüst ve güzel ahlaklı olarak yetiştiren ailelerinizden razı olsun. Giydiğimiz elbisede, yediğimiz yemekte, oturduğumuz evde nice emekleri olan anne, baba, dede ve ninelerimizle gurur duyalım. Gurur duyabilme şuuruna erişelim. Sizler de başarılarınız ile onları gururlandırın. Ailelerininizin emeklerine layık olduğunuz için, Okulumuzu koruduğunuz için, kardeşliğiniz için biz öğretmenleriniz hepinize teşekkür ederiz. 

Allah sizleri her türlü maddi, manevi kötülüklerden korusun. Başta ve kesinlikle iradenizle dilinizi, kalbinizi, ailenizi ve çevrenizi muhafaza eylesin. 

Sizi önemsiyoruz, Size güveniyoruz ve unutmayın! kesinlikle unutmayın! sizi çok seviyoruz. 

Turgay URGUR

ACIPAYAM ANADOLU LİSESİ

 İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ 



  

30 Ağustos 2022 Salı

Nitelikli okul

 Acıpayam’da ilk öğretim ve orta okullardaki idarecilerimiz, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz 8 yıl boyunca başarıya ulaşmak için üst düzey gayret gösteriyorlar. Herkesin ortak amacı iyi bir lise ve devamında üniversite ile bu başarıyı devam ettirmek. Lgs sınavına öğrencilerimiz iyi puanlarda elde ediyor ama elde ettikleri puanlar ile yerleşebilecekleri puanla öğrenci alan bir okul ve okullar Acıpayam’da yok. Bu öğrencilerimizin büyük bir bölümü ilçe dışına Lise okumaya gidiyor. Liseyi ilçe dışında okumak demek maddi ve manevi birçok külfet demek. Bazıları uyumsuzluk sorunu yaşayıp geri dönüyor bazısı başarı da sorunlar ve zorluklar yaşıyor. Çocuğunun eğitimini birinci kaygısı olarak gören veliler ise şehir merkezlerine taşınıyor. Bu her yıl küçümsenmeyecek rakamlarda eğitim göçüne neden oluyor. Çok iyi puan almasına rağmen ilçe dışına gitmeyi düşünmeyen öğrenciler ise başarı ortalamaları konusunda birbirinden çok farklı öğrenci grupları içinde 4 yıl içinde başarı kaybı yaşıyor. Örneğin sayısal bir dersten %90larda başarı gösteren öğrenciler %10 başarıyı zar zor gösteren öğrenciler  ile aynı sınıf ortamlarında 4 yıl geçiriyor. Bazı öğrenciler bundan dolayı ilçemizde 11 ve 12. Sınıflarda açık liselere geçmeye başladı. Okullarımızın yıl sonu üniversiteye öğrenci yerleştirme durumları incelendiğinde bahsettiklerimizin doğruluğu gayet iyi bir şekilde anlaşılacaktır.    

Acıpayam’da puanla öğrenci alan okulun olmaması;

1)      Başarının düşmesine,

2)      Eğitim göçüne,

3)      Akademik başarı hedefleyen öğrencinin hedef küçültmesine,

4)      Açık liselere geçişin önünün açılmasına,

5)      7-8 de LGS sınavlarına hazırlanan öğrencilerin de ‘zaten yerleşirim’ mantığı ile derslerde başarısızlığına,

6)      Eğitime harcanan maddi ve manevi kaynakların ziyan olmasına,

7)      12.sınıf sonunda iyi bir üniversiteye yerleşemeyince tekrar mezuna kalarak dershanelerde başarı arayışına( son yıllarda dershanelerin mezun sınıflarında artışlar görüyoruz),

8)      İlçemizin eğitimin kalitesinin son yıllara göre düşüş göstermesine neden olmuştur.

 

9 Temmuz 2022 Cumartesi

Bedel

BEDEL /coton serisi


Yasal UYARI: Aşırı miktarda oksitosin eksikliğine neden olur. Hepsinin bir seferde okunmaması önerilir. 


Ödemeyen bilmez.

Ağırdır, 

Herkes çekemez. 


Bazı bedeller hiç bitmez.

Gizlidir,

Herkes bilmez.


Bu:

Esrarlı gözlerin, 

Mahur bakışların,

Usul gülüşlerin bedeli. 

Ödedikçe artar,

Arttıkça acıtır. 


Dumanlı sokaklar, 

Bir var bir yok lambalar, 

Kovalayan gölgeler, 

Islak duvarlar, 

Hep birden ‘bedel’, ‘bedel’ der. 

Öde! der.


Kurduğun düşlerin,

Baktığın yıldızların, 

En sevdiğin ne varsa,

Hepsinin bedelini öde! der. 


Hani çok sevdiğim,

Paylaşalamadığım, 

‘Yalnızlığım’ var ya;

O bile öde! der. 


Yaşamak bedeldir.

Bir çay,

Bir ekmek gibi, 

Bir düş, 

Bir gülüş de bedeldir. 


‘Ben karşılıksız verdim.’ deme.

‘Oysa’ deme,

Aşkın bedeli olur mu? deme.

Ödersin. Ölünceye kadar ödersin. 


Borcu biten var mı? 

İnsansan ödersin. 


Hayalin iyisini kuracaksın, 

Gece ve gece, 

Yıl ve yıl, 

Dert öreceksin. 

Ne kadar kahır varsa, 

Ne kadar sabır varsa, 

Tüketeceksin, 

Sonra da bedelsiz mi? Gideceksin.

Elbettte yaşadıkça, 

Seve seve bedel ödeyeceksin. 


Çocuk musun? 

Beleşle avutsunlar, 

Hadi git!

‘Bu bizden’ desinler. 

Rızanla geldiysen, 

Rızanla sevdiysen,

Her hayal kendine mahsustur, 

Kalbin hak etmese bile, 

İşler yolunda gitmese bile, 

Elin boş dönsen bile, 

Yaşadıkça bedel ödeyeceksin. 


Ya ödemeye devam edeceksin, 

Ya da öleceksin. 


Kim ister? deme, 

Kim görür? deme, 

Vicdanın kölesi oldukça, 

Aklın başında durdukça, 

Bir yok bir var lambalarda hayaller göz kırptıkça, 

Gölgeler dumanlı sokaklarda kovaladıkça, 

Islak duvarlara yaslandıkça, 

Yalnız kaldıkça, 

Yalnız kaldıkça, 

Yalnız kaldıkça, 

Bedel ödeyeceksin. 










2025 Açılış Konuşmam

 İnsan neyi özler? Sevgiyi, huzuru, barışı, başarıyı, umudu özler. Bunun en doğru yerlerinden birisi Siz sevgili çalışkan, dürüst ve güzel a...