19 Ocak 2014 Pazar

ÖRTÜ


17 Aralık ülkenin adeta sürpriz gündemiydi. İktidara gelme umutları olmadıkları için birilerini bu durum çok sevindirdi. Ama rüyadan erken uyandılar çünkü bekledikleri olmamıştı ve Akp oy oranından bir şey kaybetmemişti. Kaybetmez de çünkü sade vatandaş AKP’yi seviyor. Yapılanların gayet iyi bir şekilde farkında. Sade vatandaş da okumuyor ama bir artısı var. Samimiyeti hissediyor ve hiçbir şey bilmese bile eskisi ile bu günü karşılaştırdığında gelinen noktayı vicdan sahibi olduğu için görüyor. Sade vatandaşın asıl üzüldüğü ise: bir zamanlar burs verdiği, gazetesine abone olduğu, her platformda destek olduğu yapının vefasızlığına ve Sözcü veya Cumhuriyet ağzı ile konuşmasına kızıyor. En önemlisi de sade vatandaş AKp giderse cemaatinde de ortada kalmayacağını biliyor.   
17 Aralık’ta bilinenin dışında çok bir şey olmadı. Sadece Cemaatin ve AK partinin üzerindeki örtü ya kendiliğinden düştü ya da sürekli türetildiği ve hatırlatıldığı gibi düşürüldü. Bürokrasideki yapılanma, adamcılık veya cemaatin çalışma şekli zaten biliniyordu. Sadece gözden kaçmıştı. Akp tüm siyasal eleştirileri; parti olması ve sorumluluk gereği ile üstüne aldığı için cemaatin yaptıkları dikkat çekmiyordu. Medya ile, PKK ile ve dış sorunlarla siyasal iktidar uğraşırken cemaatin işleri tıkırındaydı. Tıkırındaydı ki uluslararası ihaleleri şekillendirecek ve ülke içindeki zengin holdinglere dağıtacak kadar zamanı ve ananası vardı.
Şu anda körü körüne cemaatini savunan grup ikiye ayrılıyor. Televizyonlarda  henüz seçilmemiş bir partinin üyeleri gibi dost-modern darbeyi savunanlar yani işin psikolojik yönünü canlı tutmaya çalışanlar ve ‘önde gidenleri’(elit camia) cemaati savundukları için cemaati savunma refleksi gösterenler. Elit camia dersini iyi çalışmış. Yapılması gerekenleri gayet iyi biliyor. Hatta elit grup bile kendi içinde ikiye ayrılmış durumda; - uluslararası boyutta Today’s zaman’nın yazarları devredeyken. Akp’yi içten bitirme işi Türköneye bırakılmış. Refleks gösteren grup zaten eskiden beri okumayan, öğüt, yönlendirme, telkin ile ilerleyen grup olarak karşımıza çıkıyor. Bu grupta birazcık ‘neler oluyor’ şaşkınlığı da yok değil.

Varsaydıkları gibi Sayın Başbakanın oğulları ile ilgili bir olumsuz bir durum olsaydı. Çoktan servis ederlerdi. Amaç sadece yıpratmak ve siyasal iktidarı zora sokmaktı. 
Turgay Urgur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ANAHTAR GENÇLERİMİZDE

       Gençler, öğrencilerimiz, çocuklarımız şüphesiz hepimiz için en büyük değere sahip. Şehirlerimizi, sokaklarımızı, çarşılarımızı, okull...